8 Ekim 2021
Sunucu:Akvim TV
8 Ekim 2021
Kastamonu Üniversitesi Akedemik Yıl Açılışı.


Kastamonu Üniversitesi Akedemik Yıl Açılışı
İnsanlığın küresel ölçekte etkili olan bir salgının içinden geçtiği bu günlerde, geleceğe yönelik güçlü umutlarla dolu olarak, basınımızın değerli temsilcileri sizlerle birlikte olmaktan büyük bir mutluluk duymaktayım. Sizleri saygıyla muhabbetle selamlıyorum. 2021-2022 eğitim-öğretim yılının üniversitemiz başta olmak üzere tüm yükseköğretim kurulları için sağlık, afiyet ve muvaffakiyet dolu bir yıl olmasını dilerim.
Bu toplantımızın temel maksadı, 2021-2022 yılı akademik yıl ve eğitimi öğretim faaliyetleri ile devam eden çalışmalarımız hakkında sizlere bilgi vermektir.
Bilindiği üzere; neredeyse son bir buçuk yıl boyunca Covid-19 salgını nedeni ile yükseköğretimde ciddi güçlükler ve değişimler ile karşı karşıya kaldık. Bu salgının pek çok sektöre olduğu gibi çalışma, üretme ve bilgiyi aktarma biçimimize ciddi etkileri oldu. Dijital okuryazarlıktan, çevrimiçi ders anlatma tekniklerine, çevrimiçi dersleri desteleyecek nitelikte ders notlarından farklı materyallere, çevrimiçi konferanslar ve seminerlere, çok şey öğrendik. Hocalarımız yöntem, içerik ve nitelik anlamında ciddi çalışmalar gerçekleştirdiler.
Bununla birlikte ilgili tüm kurumların desteği ve kararları çerçevesinde hâlihazırdaki önceliğimiz yüz yüze eğitimdir. 2022 eğitim ve öğretim yılımız salgının gelişme seyri ve ilgili kurum ve kuruluşların uyarıları da dikkate alınarak örgün eğitim kapsamında yüz yüze başladı. Özellikle uygulamalı eğitimlerin gerekli tüm tedbirler alınarak yüz yüze yapılmasının sağlanması program kazanımlarının elde edilmesi açısından oldukça önem arz etmektedir. Bununla birlikte YOK'ün aldığı karar doğrultusunda azami %40'ı aşmamak üzere belirli bir oranda uzaktan eğitim yoluyla verilmesi mümkündür. Nitekim üniversitemiz bünyesinde her bir akademik birim kendi imkân ve kapasitesi ve içinde bulunduğu şartları dikkate alarak kimi derslerin uzaktan eğitim yoluyla verilmesi yönünde karar almıştır. Ümidimiz salgının tamamen ortadan kalması ve eğitim öğretim Süreçlerinin tamamen program kazanımları vb. hususlar dikkate alınarak planlanmasıdır. Bununla birlikte salgının seyrine göre yüz yüze veya belirli bir oranda uzaktan öğretimle verilebileceğini hatırlatmakta yarar görmekteyim.
Malumunuz kampüs ortamı, birden fazla birimin ve bu birimlerin öğrencilerinin, akademik ve idari personelinin bir araya geldiği ve toplumdan gelen bireylerin de etkileşimde olduğu ortamlardır. Kampüslerde eğitim faaliyetlerinin yanı sıra akademik araştırmalar, çeşitli hizmetler ve idari faaliyetler de yürütülmektedir. Dolayısıyla yükseköğretim kurumları tarafından salgınının kontrolünde sadece eğitim yönünden değil faaliyet alanlarına göre de risklerin tespiti ve gerekli tedbirlerin alınması yoluna gittik. Bu meyanda gerek dersliklerin, kütüphane ve yemekhanelerinin planlanması gerekse salgın için riayet edilmesi mecburi kurallara uyulmasına yönelik tedbirleri aldık ve uyguluyoruz.
Kampüs ve yerleşkelerde maske ve mesafe kurallarına uyulması, salgından etkilenenleri tespit etmek ve bakanlıkça öngörülen tedavi protokollerine uyulması, salgından etkilenenleri tespit etmek ve bakanlıkça öngörülen tedavi protokollerine uyulmasını sağlamak için günlük HES kontrollerinin yapılması, dersliklerin mümkün mertebe havalandırılması, ders saatlerinin sınırlı tutulması blok derslerin yapılmaması, mutlaka ara vererek dersliklerin havalandırılmasının sağlanması salgının yayılmasını azaltmada büyük önem taşıyan önlemlerdir. Havalandırma şartları iyi olmayan amfi ve dersliklerle laboratuvarlarda azami kişi sayısı ve kapasitenin aşılmaması, öğrencilerin gruplara bölünmesi de yine başvurduğumuz diğer tedbirler olarak karşımıza çıkıyor.
Yüz yüze eğitime hazırlanırken akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimizin aşılanmalarının tamamlanması, ayrıca Sosyal ve Ortak Kullanım Alanlarında Alınması Gereken Tedbirlere riayet edilmesi önem arz ediyor. Bu konuda hem öğrencilerimizden hem de çalışma arkadaşlarımızdan sağlık bakanlığı başta olmak üzere ilgili kurumların tavsiyelerine uymalarını bekliyoruz.
Bildiğiniz üzere, 2020-2021 eğitim ve öğretim yılı itibariyle yükseköğretimde aktif olarak eğitime devam eden 127 devlet, 73 vakıf üniversitesi ve 4 vakıf meslek yüksekokulunda (Toplam 204), (aktif olmayan 2 devlet, 1 vakıf üniversitesi dahil toplam 207 yükseköğretim kurumu var) 8 milyonun üzerinde öğrenci öğrenim görmektedir. Gün itibari ile üniversitemizin öğrenci sayılarını sizlerle paylaşarak konuşmama devam etmek istiyorum.
Gelişmiş ülkelerde de gözlemlediğimiz gibi üniversitelerimiz sadece araştırma kapasitelerinin gücü ve üretkenlikleriyle değil, en az onun kadar istikbalimizin teminatı olan öğrencilere ülke içi ülke dışı işgücü piyasasında sağladığı avantajlarla daha da saygın hale gelecektir. Üniversiteler, yetiştirdikleri öğrencilerin mesleki gelecek başarılarını, refahını takip etmen ve bu alanda mezunlarına destek sağlamak mecburiyetindedir. Be destek öğrencileri teşvik eden ve öğrenme isteklerini güçlü kılan önemli bir amildir. Be kapsamda, bir diğer önemli konumuz; mezun takip sistemini daha etkili bir şekilde kullanmayı amaçlıyoruz. Paydaş kurum ve kuruluşlarla tam bir uyum ve eşgüdüm içinde üniversitelerimizin ülkemiz istihdam kapasitesine nasıl daha nitelikli katkı sağlayacağı sorusuna odaklanarak mezun gençlerimizin istihdam edilmelerine imkân sağlamak istiyoruz. Bu amaç doğrultusunda bu yıldan itibaren bazı bölümlerimizde işletmede mesleki eğitim programı kapsamında 7+1 uygulamasına başlıyoruz. 7+1 Eğitim modeli ile öğrenciler, birinci ikinci ve üçüncü sınıflarda teorik ve uygulamalı dersleri okul ortamında, dördüncü sınıfın 8. döneminde işyeri—eğitimi dersini işyeri Eğitimi Yönergesi'ne göre akademik takvime uygun olarak dönemin tümünü kapsayacak şekilde ve tam zamanlı olarak işletmelerde alacaklar. istihdam için, klasik eğitim anlayışımızın dışında, hem sırada, hem sahada eğitim-öğretimi uygulamaya sokmak burada öncelikle hedef olarak karşımıza çıkmaktadır.
Üniversite olarak gündemimiz sadece istihdam ile sınırlı değildir. Bilim ve teknoloji bir ülke refahının kaynağı ise bu kaynağı üreten kurumların başında bugün üniversiteler gelmektedir. Bilimsel araştırmaların ve teknolojinin bir yarışa döndüğü günümüz dünyasında ayakta kalmanın yegâne yolu daha çok çalışmak ve üretmektir. Burada bize düşen en önemli vazife bilim insanlarının içinde huzurlu ve mutlu çalışacakları ve üretmeye teşvik edilecekleri bu muhit veya iklimi inşa etmek veya geliştirmektir. Bunu başarmak ise yönetimlerin yani hepimizin akademik performansı esasa alan bir anlayışı benimsememize ve icra etmemize bağlıdır. Öğretim elemanlarının bütün bilimsel üretiminin yakından izlenerek üniversite içi yönetim politikaları oluşturmayı; atama, yükseltme, proje destekleme ve teşvik mekanizmalarını bu üretkenlik esasına göre yapmayı amaçlıyoruz.
Öte yandan diğer üniversitelere nazaran rekabetçi üstünlük sağlayabileceğimiz alanlara özel bir önem atfediyoruz. Bilhassa bölgesel kalkınma odaklı misyon farklılaşması projesi kapsamında tabiat turizmi ve ormancılık alanında ihtisas seçilen üniversitemizin bu alana yönelik çalışmaları ün hızıyla devam ediyor. Cumhurbaşkanlığı Strateji Başkanlığına sunulan ve kabul gören projelerimizi hayata geçirmek için çaba sarf ediyoruz.