24 Ekim 2018
Sunucu: AkvimTV
24 Ekim 2018
Ömrü 52 yıldır akrep ile yelkovan arasında geçti..



Hz. Yusuf (AS)’ın mesleği yok olmamak için direniyor
Kastamonu’da baba mesleği olan saat tamirciliğini 52 yıldan beri 2 metrekarelik iş yerinde sürdüren Rıza Tuncel, gelişen teknolojiye yenilmemek için direniyor. Bir dönem Topkapı Sarayı’nın saatlerini de tamir eden Rıza Usta, Hz. Yusuf (AS)’nin mesleği olan saat tamirciliğinin kaybolan meslekler arasına girdiğine dikkat çekti.
15 yaşına babasının yanında çırak olarak başladığı saat tamirciliği mesleğinde 52 yılı geride bırakan Rıza Tuncel, gelişen teknoloji ve ucuz saatlerin piyasada olmasına rağmen babasından öğrendiği saat tamirciliğini 52 yıldır sürdürmeye çalışıyor.
Eskiden çok gözde meslek olan saat tamirciliği, teknolojinin gelişmesiyle artık rağbet görmüyor. Saat tamircileri teknolojinin gelişmesiyle şimdilerde sadece pil ve kordon değiştirme işleri yaparak ayakta durmaya çalışıyor.
Saat tamirciliği mesleğinden kazandığı para ile çocuklarını okutan, karnını doyuran ve bu meslekten emekli olan Rıza Tuncel, bir saati yapıp çalıştırdığımız zaman odan zevk aldığını ifade etti.
Tuncel meslekte artık yeni eleman yetişmediğine dikkat çekerek, tamirciliği öğrenen olmadığını, mesleğin kendisiyle beraber biteceğini düşünüyor.
“ÖMRÜMÜZ AKREP İLE YELKOVAN ARASINDA DEVAM EDİYOR”
Kastamonu’da 52 senenin üzerinde saat tamirciliği mesleğini yaptığını ifade eden Rıza Tuncel, mesleğin Pir’li mesleklerden bir tanesi olduğunu kaydetti.
“MESLEĞİ BABAMIZDAN ÖĞRENDİK”
Saatçilik mesleğinin Pir’inin Hz. Yusuf (AS) olduğunu belirten Rıza Tuncel: “Yusuf (AS)’ı kuyuya attıkları zaman saman çöpünden güneş saati yapıp, namaz vakitlerini tespit etmiş. Bu meslek de bize babamızdan kaldı. Böyle devam edip gidiyoruz ama eski revacı kalmadı mesleğin. Biraz da cep telefonları falan çıktı. Ama ne olursa olsun ufakdefek de olsun işimiz oluyor. 52 seneden beri dükkanımız var. Bu işe babam başlamıştı. Biz onun yanında çalışıyorduk. Hem ustamız hem babamız. O şekilde mesleği öğrendik” dedi.
Eski dönemlerde saatçilik mesleği Türkiye’de yokken devletin yurt dışına eleman yolladığını kaydeden Tuncel: “İnsanlar bu mesleği yurt dışında öğrenmiş. Babam da onların ustası. Babam Makine Kimya silah Fabrikası’nda kazan saatlerinin ustası olarak çalışmış. Yine piyasada saatçilik yapıp, hatta Kastamonu’nun eski ustalarından biri babamın yanında çıraklık yapmış 50-60 sene evvel. Kastamonu’da hala devam ediyoruz” diye konuştu.
“BİR SAATİ YAPIP ÇALIŞTIRDIĞIMIZ ZAMAN ZEVK ALIYORUZ”
Çocuklarının okuyup iş güç sahibi olduğunu dile getiren Tuncel: “Bu işi artık gelip öğrenen yok. Bu iş herhalde bizle beraber bitecek. Merak eden de yok. Ömrümüz akrep ile yelkovan arasında devam ediyor. Bir de alışmışız. Alıştığımız için bize hoş geliyor. Bir saati yapıp çalıştırdığımız zaman odan zevk alıyoruz. Bazen ilçelerden, başka şehirlerden antika saatler geliyor. 1981 yılında Topkapı Sarayı’nın saatlerine bakmaya gittim. Orada da bir sürü antika saatlere baktım. Şimdi oraya bakan insanlar var. Beni de çağırmışlardı ama benim dükkânım olduğu için orada duramadım” ifadelerini kullandı.
“MESLEĞİN FAZLA GELİRİ DE OLMADIĞI İÇİN İNSANLAR ÖZENMİYOR”
Saatçiliğin kaybolan meslekler arasına girdiğine dikkat çeken Rıza Tuncel şöyle konuştu:
“Yeni eleman da yetişmiyor. Arkası da gelmiyor. Artık piyasada da fazla bir iş olmadığı için, fazla geliri de olmadığı için özenmiyor insanlar. Buradan çocuklarımızı okuttuk. Karnımızı doyurduk. Sigortamızı yatırdık. Böyle emekli olduk. Artık buraya kalırsa karşılamıyor. Emekli olduğumuz için burası kurtarıyor bizi. Yoksa buradan geçineyim dersen mümkün değil.”